18 Şub 2025 Eklendi
Son duvar resmimde, nesnelere yönelik algılarımız ve aceleci yargılarımızla oynamak istedim. Dinamik bir yazı stili ve sempatik bir karakter aracılığıyla, bu eser sokak sanatını ve sanatçılarını nasıl gördüğümüzü sorguluyor.
Hareket ve Gizli Mesaj Arasında Bir Duvar Resmi
Bir tarafta büyük boyutta "MR.KOB" imzam var; güçlü, dokulu harfler, ağırlıklı olarak yeşil, ancak etrafında pembe ve sarı hatlar var, böylece esere enerjik bir parlaklık katıyor. Diğer tarafta ise, aşırı ifadeli küçük yeşil bir canavar; kocaman bir gülümseme, yaramaz bir bakış ve elinde "I’M NOT A MONSTER" yazan bir pankart tutuyor.
Algılarla Oynamak
Mesaj basit ama derin. Boynuzları ve sıra dışı görünümüyle bu canavar korkutucu bir yaratık olarak algılanabilir. Ancak, açıkça öyle olmadığını söylüyor. Bu, toplumun grafiti ve sokak sanatını nasıl gördüğüne de bir gönderme: genellikle bir rahatsızlık, bir "görsel kirlilik" olarak görülüyor, oysa aslında gerçek bir sanat formu.
Düşündüren Bir Graffiti
Renkli ve eğlenceli estetiğinin ötesinde, bu duvar resmi önyargılarımızı sorgulamaya bir davet. Asıl "canavarlar" kim? Kendini özgürce ifade edenler mi, yoksa bu sanatsal çeşitliliği kabul etmeyenler mi?
Bu eserle, mizah ile toplumsal eleştiri, kentleşme ile hayal gücü arasında görsel bir diyalog yaratmak istedim.
Bir Seri Olabilir mi?
Bu konsepti daha ileri taşımak fikri kafamda dönüp duruyor: Benzer mesajlara sahip başka karakterler tasarlamak, her zaman görünüm ve gerçeklik arasındaki zıtlık üzerinden ilerlemek. Ya her "canavar" kendi içten çığlığını paylaşsaydı?
Sonuç
"I’M NOT A MONSTER" sadece bir graffiti değil, aynı zamanda bir ifade, hoşgörü ve ifade özgürlüğü üzerine bir düşünce. Sokak sanatı bir sestir, suç değil. Ve bu küçük canavar gibi, belki yanlış anlaşılıyor ama asla korkutucu değil.
Bu eser size hitap etti mi? Hislerinizi paylaşmaktan çekinmeyin. Peki siz neyi ilk görüyorsunuz? Canavarı mı, yoksa mesajı mı?